Tarkan Şen Röportajı

Tarkan Şen Röportajı

Uzun zamandır otelimizde kalan, Tarkan Şen beyin renkli kişiliğini, siz takipçilerimize biraz olsun tanıtabilmek adına, kendisiyle yaptığımız röportajı ilgilerinize sunuyoruz.

 

Can: Merhabalar ağabey, kendinizi bize anlatır mısınız, nerede doğdunuz, aile kökeni neresi?

Tarkan: Merhabalar. Şöyle anlatayım, ailem; İstanbul, İzmit ve Rumeli karışımı.

Dedelerim yaklaşık beş yüz sene evvel İstanbul’a yerleşmişler ve Osmanlı devletine, birçok farklı yörede bayraktar olarak hizmet etmişler ancak İstanbul’dan hiç kopmamışlar.

Dedem Rumeli’de görev yaparken Üsküp’te bir hanımla evlenmiş ve babam orada doğmuş.

 

Can: Siz nerede doğdunuz?

Tarkan: 1937 de İstanbul’da Beyazıt semtinde doğdum, Allah kısmet ederse 9 Mart’ta 80 yaşına gireceğim, annem İzmitli, saraylı bir hanımın kızı.

Sonrasında İstanbul’a yerleşilmiş, ablam 1935’de doğmuş ve arkasından, iki yıl sonra ben.

 

Can: İlkokulu nerede okudunuz?

Tarkan: Beyazıt semtinde, Koca Ragıp Paşa ilkokulunda okudum.

 

Can: Ortaokulu nerede okudunuz?

Tarkan: Ortaokul ve lise eğitimimi Galatasaray’da tamamladım, mezun olduktan sonra üniversite okumak maksadıyla Fransa’ya gittim.

Orada aşağı yukarı bir yıl kaldım ama başarılı olamadım, kızların peşine fazla düştüm her halde, babam, gel artık, bana yardım et deyince Türkiye’ye geri döndüm.

 

Can: Liseyi hangi yılda bitirdiniz?

Tarkan: 1957

 

Can: Sınıf arkadaşlarınızdan kimler var, tanınmış, memlekete hizmet etmiş?

Tarkan: Çoğu vefat etti, zannediyorum bizim devreden namlı kimseler yok gibi.

 

Can: Bildiğim kadarıyla, rahmetli Barış Manço sizin okuldandı, o sizden küçük mü?

Tarkan: Evet, o bizden küçük. Bizim devreden, İnan Kıraç, Aydemir Akbaş vardı..

 

 

Can: Babanız ne iş yapardı ağabey?

Tarkan: Gümrük komisyonculuğu.

 

Can: Babanızın İşyeri neredeydi?

Tarkan: Eminönü.

img-20160309-wa0013-1

Can: Sizin iş hayatınız nasıl başladı?

Tarkan: Babam beni lise yıllarında, tatillerde Musevi arkadaşlarının yanında çalıştırırdı.

Önceleri inşaat malzemeleri satan bir firmada çalıştım, sonrasında da perşembe pazarında inşaat malzemeleri satışı ile ilgili kendi işimi yaptım.

 

Can: Perşembe pazarı şimdiki Karaköy tabi. Şimdilerde pek bilinmez.

Tarkan: 1971’de AEG den TV ve beyaz eşya bayiliği aldım, o zamanlar Profilo markası, AEG ye dahildi.

İşlerim önceleri iyi gitti, fakat o zamanlar memleket çok karışıktı, anarşi, terör olayları vs..

1970-1980 hadiselerinde başıma pek çok olumsuz şey geldi ve maalesef ticari hayatım da ülkenin bu

Kötü şartlarıyla birlikte bitti.

 

Can: O dönemi gençler pek bilmiyorlar, biraz anlatır mısınız?

Tarkan: Büyük hadiseler oldu, insanlar sokaklarda öldüler, işyerlerimiz kurşunlandı, büyük paralar istediler.

 

Can: Haraç olarak mı?

Tarkan: Evet, verdiklerimiz oldu, vermediklerimiz oldu, vermediklerimiz için de cezalandırıldık, tekrar verdik.

Bu kısmı biraz kapalı geçmek istiyorum, memleketin durumu işte.

1980 senesinden sonra, ailemle beraber yurtdışına çıktım, çok sıkıntılar çektik, bütün servetimizi kaybetmiştik, hanımla da aramız bozuldu.

Kızlarım ülkeye döndüler okumak için, ben bazı çareler aramaya başladım, çalışıp para kazanmak ve aileme yardım edebilmek için.

 

Can: Ne kadar kaldınız yurtdışında? Hangi ülkelerde?

Tarkan: İsviçre’de bir buçuk yıl, arkasından on iki yıl da İtalya’da kaldım.

 

Can: İtalya’da ne iş yaptınız?

Tarkan: Avusturyalı bir hanımla beraber kar ortağı olarak bir kafeterya işlettim.

Kontrat bittikten sonra 1993 de Türkiye’ye döndükten sonra, damadımın oradaki işlerine yardım etmek için 1994 de Rusya’ya gittim.

Orada bir restoran idare ettim ve 2002 yılında Türkiye’ye tekrar döndüm.

2003 yılında Türkiye’den,  2004’de İtalya’dan emekli oldum.

 

Can: Türkiye’ye döndükten sonra neler yaptınız?

Tarkan: Kıbrıs’ta bir yıl çalıştım, sonra Antalya’da tercümanlık yaptım, arkasından Alanya’da 2006-7-8 de bir apart otelde kaldım ve bir yandan çalıştım.

Bodrum, Fethiye ve Alanya da seneyi üçe bölerek kaldım.

 

Can: Güler Otel de ne kadar kaldınız?

Tarkan: 2000 yılında ilk geldiğimde birkaç gün kaldım.

2004’de birkaç kez gelip kaldım, 2008’den sonra Bodrum, Fethiye ve Alanya’da zaman zaman kaldım.

Alanya ya geldiğimde Güler Otel’de kalıyorum, Güler Otel’i çok beğeniyorum, hem yapı olarak, hem de sahiplerini, aileyi çok sevdim ve bana da çok saygı gösterdiler, çalışan elemanlar da çok sempatik insanlar.

 

Can: Dünyayı bu kadar gezmiş ve damak tadı kuvvetli biri olarak hangi ülkenin mutfağını tercih edersiniz?

Tarkan: Evet, bu bakımdan İtalya’yı tercih ederim, çünkü Akdeniz mutfağı, zeytinyağı en başta, çeşitli peynirler, şaraplar ve tabi ki Fransa’yı da beğenirim ama İtalya benim romantik vasfıma daha çok uyar.

 

Can: Peki, hangi ülkenin insanlarını kendinize daha yakın bulursunuz?

Tarkan: Mesela İsviçre çok güzel bir ülke, küçük, üç-dört saatte bir ucundan bir ucuna gidebilirsiniz, herkes üç-dört lisan konuşur. Orada Lozan’da kaldım, çok güzel yerler var ama insanlar çok maddi, romantizm yok, hanımlarla ilişki üzücü, sonu olamayan kısa arkadaşlıklar, yine İtalyanlar derim.

 

Can: Bizimle kıyaslarsanız, İtalyanlar ve Türkler?

Tarkan: Böyle bir kıyaslama yapmak istemem ama İtalyanlar bize daha çok uyar, yemekleri, giyimleri vs.

 

 

Can: Giyim demişken, sizi hep çok şık görüyoruz, bu alışkanlık, titizlik nereden?

Tarkan: Şöyle söyleyeyim, temiz giyinmek çocuk yaşlarda babamdan, ailemden gördüğüm bir şey,

Temiz giyinirim, titizimdir, her gün değiştiririm, hanımlar beni beğensinler isterim.

20150920_181820

Can: Çapkınlık hep vardı hala devam ediyor yani?

Tarkan: Evet.

 

Can: Peki, kadınlar açısından sorsam, hangi memleketin hanımları daha cazip gelir size?

Tarkan: Hiç şüphesiz Rus hanımlar.

 

Can: Rus hanımlar gözdeniz midir, öyle mi diyelim?

Tarkan: Evet, Rus bir hanımla 7-8 sene birlikte yaşadım.

O beni çok mutlu etti, tabi çocuklarımın annesi ile de 20 sene birlikte yaşadık, o da çok iyi bir insan.

Ama Rus hanımlar..

 

Can: Ağabey, çok okuduğunuzu biliyoruz, neler okursunuz, bu alışkanlığı nasıl edindiniz?

Tarkan: Şöyle söyleyeyim, evde bir kütüphaneniz varsa, anne-babanız okuyorsa siz de okursunuz.

Özellikle Babam çok okurdu, annem biraz da musikiyle meşgul olurdu, benim çocuklarımda okur..

Yani Okuma alışkanlığım ailemden, ablam rahmetli de çok okurdu.

 

Can: Ne tür kitaplar okursunuz?

Tarkan: Bence bu yaşa göre değişiyor, çocukluğumuzda, gençliğimizde ve olgunluk çağımızda hep farklı türlere yöneldik, gençlikte Dünya klasikleri, yasaklı kitaplar, romanlar.

İtalyan ve Fransız yazarlardan kendi dillerinden okuma olanağım da oldu.

Sonrasında yoğun iş hayatında daha basit, dinlendirici şeyler okudum.

Bir ara bodrum kütüphanesinde Roma tarihi ile ilgili araştırmalar yaptım, bodrum kütüphanesi bir hayli kuvvetli.

Şimdi hayat pahalı, kitaplar pahalı.

 

Can: Alanya’da kütüphaneye gittiniz mi?

Tarkan: Hayır, Alanya’da kütüphaneye gitmedim.

 

Can: Şimdilerde neler okuyorsunuz?

Tarkan: Daha çok roman ama ağır olamayan şeyler, bir de şu tablet denen bir oyuncağım var artık, oradan okuyorum biraz.

Gençler her yerde ellerindeki telefonlarla, tabletlerle meşgul oluyorlar, tabi biz böyle yetişmedik, ceplerimizde kitaplarımız olurdu ama şimdi şartlar böyle.

Ben herkese tavsiye ederim, herkesin evinde bir kitaplık olmalı.

 

Can: Güler otelde küçük bir kütüphane çalışması yaptık, siz de katkı da bulundunuz, sağolun.

Tarkan: Rica ederim.

Ben herkesin aksine, kışın değil de,  yazın daha çok okuyabiliyorum.

Eksik olmasınlar Güler Otel’de televizyonum çok güzel, uydu yayını var, yabancı televizyonları da izleyebiliyorum, çok kanal var, bazen film seyrediyorum.

 

Can: Eyvah, o zaman, biz televizyon yayınlarını iyileştirirken okuma alışkanlığınızı sekteye uğratmışız.

Tarkan: Yok yok, okumaktan vazgeçmem, ikisine de vakit ayırıyorum.

 

Can: Bir de sizin bu beslenmeye gösterdiğiniz itinayı biliyoruz, Allah uzun ömürler versin,  maşallah sağlığınız çok iyi, bu konuda neler yapıyorsunuz?

Tarkan: Aslında özel bir şey yapıyor değilim, hayatımda çok sıkıntılı zamanlarım da oldu, kendime dikkat ediyorum, genelde zeytinyağlı şeyler yerim.

Şimdi eksik olmasınlar, Güler Otel’de açık büfe kahvaltı var, çok beğeniyorum, ben pek ekmek yemiyorum.

Profesyonel spor yapmadım ama hep yürüyüş yaparım, kiloma dikkat ederim.

Akşam yemeklerini az yerim, kahveyi, özellikle İtalyan kahvelerini çok severim…

 

Can: Hayata bakışınız da hep pozitif, karamsar değilsiniz, bu da sağlık açısından önemli sanırım, bu konuda neler söylersiniz?

Tarkan: Bu benim karakterim her halde.

Ticari hayatımda da bir sonraki gün çok yüklü ödemelerim, sıkıntılı işlerim olsa bile akşam biletim varsa tiyatroya gitmeyi ihmal etmem, ertesi gün gider yine mücadelemi veririm ama akşam yapmam gereken ne ise onu yaparım, başkalarını üzmemeye dikkat ederim.

Bence sevgi her şeydir.

 

 

Can: Ağabey, Alanya’yı seviyor musunuz?

Tarkan: Evet, Alanya’yı seviyorum, insana yaşadığı yeri sevdiren oradaki dostlarıdır.

İnsan mutluysa, sevilip sayılıyorsa, karnı doyuyorsa yaşadığı yeri sever.

Şikayet ettiğim tek şey; aynı işi yapan çok sayıda işletme var, bu yüzden pastadaki payları düşük oluyor, herkes durumundan şikayet ediyor.

 

Can: Ağabey, batı da durum nasıl, oralarda nasıl oluyor bu işler?

Tarkan: Orada bu işler kanunlarla sabittir, eskiden bizde de vardı.

İşyerleri konularına göre birbirlerine belli mesafelerden daha yakın olamazlar.

İtalya’da eski komünist sistemin getirdiği şeyler var, bence çok faydalı da olmuş, sendikalar gelişmiş, çalışanların hakları korunmuş.

 

Can: Alanya’nın coğrafyasından, ikliminden memnun musunuz?

Tarkan: Alanya’da nem çok yüksek, o beni zorluyor ama bu son iki senede fazla hissetmedim nedense.

Ya azalıyor ya da ben alışıyorum, ilk defa bir buçuk yıldır burada aralıksız kalıyorum.

Muhakkak deniz olan yerde yaşamak isterim.

 

Can: Tarkan Ağabey, biz Güler Otel’de bulunmanızdan, bizimle birlikte kalmanızdan çok memnunuz, sizin son olarak söyleyeceğiniz varsa buyurun, röportajımızı bitirelim yavaş yavaş.

Tarkan: Hayatımda hiç düşünmedim son olarak ne düşünsem, ne söylesem  diye.

Son yok benim için, gidebildiğim kadar gideceğim.

Güler Otel’i seviyorum, Alanya’da kalabileceğim tek yer diye düşünüyorum.

Yıldız sayısının bir önemi yok, temizliği, kahvaltısı, konumu itibariyle, gördüğüm sıcaklık itibariyle, kovulmadıkça buradan ayrılmayı düşünmüyorum.

 

Can: Tarkan ağabey, sohbet için teşekkürler.

 

Alanya’da konaklama ihtiyacınız için 3 yıldız standartına yakın hizmet üreten Alanya’nın tam merkezinde konumlanmış, temiz oda, iyi kahvaltı, kaliteli hizmet anlayışını benimsemiş bir otel olan Güler Otel’ de sizleri misafir olarak ağırlamak isteriz.

Güler Otel, Alanya otelleri arasında uygun oteller arasında yer alan, Alanya Şehir fırsatları nezdinde değerlendirilen bir şehir oteli konumundadır. İş seyahati, iş gezisi için Alanya’ ya gelenlerin de yoğunlukla tercih ettiği bir otel konumundadır.

Alanya tatil, uygun tatil, Alanya ucuz otel, fırsat oteller kavramlarının ortasında yer alan Güler Otel’de sizleri misafir etmekten memnuniyet duyarız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir