Bir süredir otelimizde kalan, Tebriz Demirbeyli ile bir söyleşi yaptık.
Can: Merhaba Tebriz, hoş geldin, nasılsın?
Tebriz: Merhaba Can ağabey, iyiyim, sağolasın.
Can: Tebriz, yaklaşık bir aydır buradasın, nerelisin, kendini bize tanıtır mısın?
Tebriz: Azerbaycan’lıyım, Bakü’ye 150 km uzaklıktaki Gebele bölgesinde 1992 yılında doğdum.
Doğduğum yer, memleketimin yazlık yeri gibidir, dağ turizmi yapılır, kayak merkezleri var.
Liseden sonra dört yıl finans okudum ve vergi dairesinde çalıştım.
Can: Bakü’ye rüzgarlı şehir dediklerini duydum, çok mu rüzgar esiyor?
Tebriz: Evet, zaten deniz kenarında bir şehirdir, çok rüzgarlıdır.
Can: Peki, rüzgardan elektrik üretimi yapılıyor mu?
Tebriz: Hayır, rüzgar ve güneş santralleri yok çünkü yeterli uzman yok çoklukla hidroelektrik santraller var, şimdi yeni nesil yetişiyor, yakın gelecekte olacağını düşünüyorum.
Can: Azerbaycan halkının ekonomik durumu nasıldır?
Tebriz: Doğrusu ne iyi diyebilirim ne de kötü, petrolümüz var Bakü-Ceyhan boru hattıyla Türkiye’ye geliyor buradan da Avrupa’ya gidiyor.
Can: Biliyoruz ki satranç oynuyorsun, biraz anlatır mısın?
Tebriz: Satrancı altı yaşında babamdan öğrendim, kendisi bir satranç ustasıdır ve aynı zamanda lise tarih öğretmenidir. Askere giderken satranca ara verdim.
Can: Bir saniye, hemen askerlik neden, savaş yok, neden acele ettin?
Tebriz: Hayır savaş var, Ermenistan ülkemizin bir bölümünü işgal etmiş durumda, bir milyondan fazla insanımız doğdukları toprakları terk etmek zorunda kaldılar.
Can: Yani Ermenistan ile Azerbaycan savaş halinde midir?
Tebriz: Evet, zaman zaman ara verilse de sürekli bir savaş var.
Can: Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorun nedir?
Tebriz: Azerbaycan 1991 yılında Sovyet Rusya’nın dağılmasıyla bağımsızlığını kazanmıştır. Sonrasında, Ermenistan 1992 yılında Rusların destek vermesiyle topraklarımızın %20 sini işgal etmiştir. 25 Şubat 1992 tarihinde HOCALI şehrimizde Ermeniler büyük bir katliam yapmış, binlerce insanımızı hunharca öldürmüştür, sonrasında 1994 Mayısına kadar aralıksız savaş olmuş, Moskova da ateşkes imzalanmıştır, günümüzde Dağlık Karabağ ve yakınlarındaki yedi il Ermenistan işgali altındadır.
Can: Peki, Ermeni halkıyla Azerbaycan halkı arasında sorun var mı yoksa devletler arası bir sorun mu, hani bizimle Yunanistan gibi, mesela bu masada bir ermeni insan olsa sorun yaşar mıyız?
Tebriz: Evet, sorun olur, o durumda ben bu masaya oturmam. Bu işlerin başında Rusya var, kendi menfaatleri için iki halkı birbirine düşürmüştür, sonuçta Ruslar ve Ermeniler Hristiyan, biz Müslümanız.
Can: Anladım, ama Sovyet Rusya dağılmadan önce bu halklar birlikte, aynı yönetim altında yaşıyorlardı, bana göre bir başka kuvvet, bir emperyal güç bu işlere karışmasa bu kötülükler en azından bu kadar büyük olmaz. Türkiye’de de yaşayan Ermeniler var, onlar kardeşlerimiz ama ermeni diyasporası bizden de toprak istiyor ve zaman zaman sorun yaşıyoruz.
Umarım ki sürekli barış olsun, yine satranç konuşacağız ama öncesinde Azerbaycan kültürünü, yemeklerini, içkilerini biraz olsun anlatır mısın?
Tebriz: Azerbaycan mutfağı zengin bir mutfaktır. Nevruzda baklava, şekerpare yapılır, kutlamalar olur.
Can: Nevruz ne zaman ve nasıl kutlanır?
Tebriz: Mart ayının 20, 21, 22 günlerinde kutlanır, şenliklerde pehlivan güreşleri yapılır, yemekler, tatlılar yapılır, sizdeki orta oyunu gibi, “keşal” ve “kosa” (Kel ve köse) olur hani sizdeki Hacivat karagöz gibi, biri yazı biri de kışı temsil eder, yumurta dövüştürülür, maksat baharı kutlamaktır çünkü toprak ısınır, uyanmaya başlar. Yaprak dolması en meşhur yemeklerimizdendir. Bildiğim kadarıyla tüm Türk halkları bu günü bayram olarak kutlar.
Et ve balık yaygın olarak tüketilir, dünyanın en kaliteli bizde olur. Üzüm bağlarımız ve şaraplarımız meşhurdur.
Can: Halkın eğitim durumu nasıl, nasıl geçinir?
Tebriz: Eğitim seviyesi oldukça iyidir, üniversite okumak yaygındır, yurt dışında okumaya giden gençler çoktur. Geçim normaldir ama daha iyi olabilir elbette, petrol ve turizm önemli gelir kaynaklarımızdandır.
Can: Azerbaycan’ın önemli satranç adamları yetiştirdiğini biliyorum, kimler var şimdilerde?
Tebriz: Şehriyar Memmedyarov, Teymur Recebov, Galip Hüseyinov gibi büyük ustalarımız var, bunların dışında başka ülkelerde yaşayan azeri satranç ustaları da vardır. Ama sizdeki beyin göçünün bir benzeri de biz de var, daha iyi şartlarda yaşamak için başka ülkeler adına oynayan veya oralarda eğitim veren ustalarımız da çoktur. Bugünlerde eskisi gibi parlak adamlar ülke içinde pek yok. Türkiye’de de Azeri satranç ustaları var, hatta Türk milli takımında oynayanları da var.
Can: Türkiye’ye gelmeye nasıl karar verdin?
Tebriz: Ben gezmeyi, başka kültürleri tanımayı seviyorum, bir yıl kadar Çin’de kaldım, orada ticaretle uğraştım, sonra da Türkiye’ye geldim, önce Konya’ya geldim, Meram tıp fakültesinde bir arkadaşım var, sonra Antalya’ya Zeki ağabeyin yanına geldim, on gün kadar beni misafir etti, sonra da Alanya’ya geldim.
Can: zeki ağabey dediğin Zeki Demir, ☺ , şu gözlüklü, yakışıklı ve sakin adam değil mi?
Tebriz: ☺ ☺ Evet.
Can: Zeki usta beni hep yeniyor, tam kazanmak üzereyken ne yapar eder alır oyunu elimden, ☺ sevmiyorum onu.
Zeki ağabey sen gelmeden önce beni aradı, burada Güler Otelde kalman için.
Tebriz: Evet, burada Güler Otel de kalıyorum, burayı Zeki ağabey tavsiye etti, benim için çok iyi oldu, burada mutluyum, rahatım yerinde, satranç köşesi var, odalar temiz, kahvaltı çok güzel, personel çok samimi, şehrin tam merkezinde.
Can: Alanya da neler yapıyorsun?
Tebriz: Alanya satranç derneğine gidip geliyorum, orada Davut hocamız var, Davut Üneşi, orada satranç oynuyorum, çocuklara satranç öğretiyorum.
Can: Davut hocayı nereden tanıyorsun?
Tebriz: Zeki ağabey tanıştırdı, kendisi derneğin kurucularından, meslek lisesinde öğretmen.
Can: Bak şimdi, yine Zeki ağabey, ya her taşın altından bu adam çıkıyor ☺ ☺ ☺ , Alanya da başka Azeri arkadaş var mı?
Tebriz: Evet, Ulvi Sadıkov, burada üniversitede okuyor, elo puanı 2400 ün üzerinde kuvvetli bir satranç oyuncusu.
Can: Alanya’yı sevdin mi?
Tebriz: Çok güzel bir yer, yaşamak için harika bir yer.
Can: Türk çocuklarını nasıl buldun, satranç ilgileri nasıl?
Tebriz: Çok iyi, aileleri çocuklarla çok ilgileniyor, çocukların bazıları başka sporlarda yapıyorlar, bu çok iyi çünkü spor satranç oyuncusu için çok önemlidir, Botwinnik satranç oynadığı zamanlarda basket milli takım antrenöründen ders alıyor, düzenli spor yapıyordu.
Can: Bu meşhur Kasporov’u yetiştiren adam değil mi bu?
Tebriz: Evet, başka bir çok büyük ustayı da yetiştirmiştir. Kasparov diyor ki, satranç beynin işkencesidir, satranç oyuncusu mutlaka bir sporla ilgilenmeli, yürüyüşler yapmalıdır.
Can: Ben, şimdi senin ders verdiğin, öğrencilerden Nisa Nur’a mutlaka spor yapmasını, voleybol oynamasını, yüzmesini önermiştim, sanat da önemli, belki müzik, belki resim, sen tekrar anlat olur mu?
Tebriz: Birçok satranç oyuncusu müzikle, resimle, sporla ilgilenmiştir, gerçekten bunlar çok önemli şeyler.
Can: Bana göre her oyuncu belli bir ustalık seviyesinden sonra kendisi gibi oynar, bu yüzden kendi kişisel gelişimi açısından çok yönlü olmak önemlidir.
Ben senin satranç seviyeni ve öğretmenliğini beğeniyorum, çocukların senden ders almalarını da çok önemsiyorum.
Çocuklara önerilerin neler, ne söylemek istersin onlara?
Tebriz: Derslerini ve sporlarını ihmal etmeden satranç çalışmalarını öneririm, çünkü satranç onların düşünme ve analiz yapma kabiliyetlerini arttıracaktır. İyi bir satranç oyuncusu olmak için günde beş altı saat çalışmak gerekir, yetenek çok önemli ama çalışmak daha önemlidir. Hüseyin, Malik, Arda Deniz, Nisa Nur, Efe, Umut, Toprak gibi yetenekli çocuklar var ama daha çok çalışmaları gerekli.
Can: Sen kimlerden ders aldın?
Tebriz: Önce babamdan, sonra da bir ustadan, Namık Goliyev, şimdi Fransa’da yaşıyor, büyük usta, bir ay kadar ders aldım.
Can: Faydası oldu mu bu ustadan aldığın derslerin?
Tebriz: Bir ay kadar ders aldım ve Bakü şampiyonu oldum.
Can: Kendimi şanssız hissettim, biliyorsun ben hiç ders almadım, bu yüzden pek gelişmiyor satrancım.
Peki, sen satranca devam edecek misin, eski arkadaşların çok iyi seviyelere geldi.
Tebriz: Evet, bir süre ara verdim ama artık devam etmeyi düşünüyorum.
Can: Seni burada misafir etmekten çok memnunuz, tüm Azeri kardeşlerimizi bekliyoruz, biliyorsun Seyyid Nesimi hayranıyım, şiirlerini çalışmıştım, ayrıca Nizami, Gencevi gibi büyük şairleriniz var.
Anne babalar çocuklarına neden satranç öğretsinler, onlara ne söylemek istersin?
Tebriz: Çünkü satranç beynin jimnastiğidir, mücadele etmeyi, plan yapmayı, zor durumda kaldığında hemen pes etmeyip çareler aramayı, tasarım yapmayı, sorunlara farklı açılardan bakmayı, analitik düşünmeyi, neden sonuç ilişkisi kurmayı öğretir.
Bir bakıma çocuğu hayata hazırlamaya yardım eder, eğitim hayatında destek olur.
Can: Evet Tebriz, aileni de burada görmek istiyoruz, anne babanı da tanımak istiyoruz, var mı sohbeti bitirmeden söylemek istediğin şeyler?
Tebriz: Size, Güler Otel ailesine her şey için teşekkür ederim, burada misafir olmaktan memnunum,
Can: Biz teşekkür ederiz, sağolasın.